Duygularımız yalnızca ruhumuzda değil tüm bedenimizde etki gösterir
Modern Tıp kitaplarında ve fakültelerinde hastalık sebepleri; çevresel faktörler ve genetik yatkınlık olarak açıklanmaya çalışılır. Birçok hastalığın ana sebebi olan duygu durum bozuklukları genel olarak yalnızca Psikiyatri ana dalı içinde yer bulur.
Çin Tıbbı’nda ise hastalıklar, organlar ile bağlantılı olarak tanımlanırken, sebepler arasında mutlaka birikmiş ya da boşaltılamamış yoğun bir duygu durumundan da bahsedilir. Yaşanılan duygu durumunun yoğunluğuna ve ne kadar uzun zamandır yaşandığına göre iç organlardaki birikim ve işlev bozukluğu derecesi değişiklik gösterir. Bu durum sonucunda belirtiler vücudun farklı bölgelerinde ve farklı şekillerde kendini gösterir. Kişinin yaşadığı uzun süreli yoğun duygular iç organları etkileyeceği gibi, iç organlarda var olan sıkıntılar da kişinin duygu durumunu ve ruh halini etkileyebilir. Yani bu etkileşim çift taraflıdır ve sürekli birbirini besler. Çin Tıbbı’nda duygu durum bozukluklarının ya da ruhsal bozuklukların altında yatan sebep araştırılırken, bu çift taraflı etkileşim göz önünde bulundurulur. Ruhsal bozukluklara çözüm arayışında iç organlardaki dengesizlikler ön planda tutulur.
Öfke, nefret ve asabiyet karaciğerde sorun yaratırken Karaciğer sorunları ruh halinde öfke, nefret ve asabiyete eğilim yaratabilir.
Üzüntü, keder, yas durumları akciğerlerde sorun yaratırken akciğer problemleri de üzüntülü, kederli, depresif duygu hallerine eğilim yaratabilir.
Kaygı, stres ya da çok düşünceli olma hali mide ve dalakta sorunlar yaratırken mide ya da dalak problemleri kaygı ve strese sebep olabilir.
Korkular böbreklerde sorun yaratırken böbrek sorunları korkmaya meyilli bir ruh haline sebep olabilir.
Dengesiz neşe, şiddetli arzulama, aşırı keyif gibi duygu durumları kalpte sorunlara yol açarken var olan kalp sorunları dengesiz neşelenme, arzulama, bağımlılıklar gibi ruhsal sıkıntılara eğilim yaratabilir.
Duygularımız yalnızca ruhumuzda ya da zihnimizde değil tüm bedenimizde etki gösterir.